Raslantiya, sansa inaniyorum. 2 sene once Londra'da bir arkadasim vesilesiyle tanistigim Defne ile bu sene yine ayni donemde Londra'dayiz, sans. Bugun ise hem benim, hem onun favorilerinden biri olan Camden Townaydi yolculuk. Rolling Stones tshirtu, tik. Siyah postallar, tik. Kot ceket, tik. Fotograf makinasi, tik tik. Camden ruhuna uygun, hafif karamsar hava, 3.gunden kendini gosterdi. Frambuazla yapilan kahvalti ile baslayan gun, Camden Town'da boyle devam etti...
Madonna'nin favorisi ROCKIT Vintage'dan, All Saints'e kadar her tarz magazanin altini ustune getirdik. American Appeal oje ve Oxford ayakkabilarina, kesfettigimiz seker dukkanindaki beyin lolipoplari ve Willy Wonka cikolatalarina bayildik! Her ne kadar iki tane lomografi kamerasina sahip olsamda analog fotograf mekanizmasi hakkinda ciddi bir bilgiye sahip degilim, keske anlasaydim da analog bir pentax kapabilseydim :) Unutmadan kisa kesik kircilli kot sort alma gorevi tamamdir, darisi guzel bir siyah cantanin basina...
Believe in luck and moments. Two years ago, I meet Defne, she was a friend of my friend. We had great time together. This couple of months, we are both lucky to meet in London again. So, today we meet for a trip to Camden Town, one of our favorites. Rolling Stones tshirt, check. Oxs boots, check. Denim jacket, check. Camera, check check. With a breakfast which contains only raspberries, the journey started...