1 Temmuz 2011 Cuma

Tout Comme Marie-Antoinette

Dünyadaki en huzurlu mekan Marie-Antoinette'in köyü. Gidip gördükten, havasını içime çektikten, çimlerine yayıldıktan sonra anladım. Sessizliği, bir aristokrata yakışmayacak derece küçüklüğü, tatlı iç tasarımıyla Versay Şatosu'nun (Chateau De Versailles) en yaşanılabilir yeri. Zira Versay Sarayı'ndaki şatafat Dünya üzerinde hiç bir sarayda olmasa da, sarayların yeterince rahat olmadığına karar kıldım bu gezim sonrasında ve yaşamak için bütün şatonun sadece minicik bir kısmı olan Marie-Antoinette'in köyünün bana yeticeğine inandım :)
Sarayın duvarları.. İşçilik mükemmel, ilk başlarda "küçük" bir av köşkü olarak yapılan bu devasa yapı, sonradan şatoya çevriliyor. İhtişamın her ayrıntıda saklandığı bu saray, günışığında parladığı anlarda sizi büyülüyor. Belki duymuşsunuzdur, ya da şimdi çok şaşıracaksınız ama saray ilginç bir özelliğe sahip: Sarayda onlarca oda olmasına rağmen bir adet tuvalet veya banyo yok! Asiller istedikleri yerde ihtiyaçlarını giderebiliyorlar, "tüy dikmek" deyimi burdan geliyor olsa gerek :)
Aynalar Galerisi

Paris seyahatim boyunca gideceğimiz mekanlara göre kıyafet seçimi yapıp, (her türlü hava koşuluna rağmen) ortama uygun kombinimi giymek beni hep daha mutlu hissettirdi. Bakınız, Versay sarayındayım, çiçekli Twist elbisem, kırmızı Derimod pabuçlarım, Zara clutchımla, Marie-Antoinette gibi hissetmeye hazırdım, bu post için fotoğraf karıştırırken anladım ki kombinlerim beni moda sokmuşlar, malum Marie-Antoinette'in mutfağında bile evin hanımıymış gibi pozlarım var :) İşin geyiğini bırakırsak, gördüğüm manzaralar muhteşemdi ve hayatım boyunca unutmayacağım karelerdi.

Laduree :)
Kızlarla sohbet ettiğimiz, prensleri çekiştirdiğimiz yer :P (Marie-Antoinette'in oturma odası)
Pembe perdelerim <3 :) Ben gerçekten o sarayda kendimi prenses gibi hissettim.




Marie-Antoinette'in pasta ve tatlı düşkünlüğünü bilmeyenimiz yoktur herhalde? Hatta çok bilindik bir sözü vardır, akılları kurcalayan, hatırlayın. Neyse sevgili okuyucularım, şatonun yönetimi uygun görmüş, sarayın içinde hediyelik eşya mağazası haricinde, Laudree'nin mini mini bir dükkanı da var. Sarayı gezen herkes, soluğu burda alıyor. Bizde makarona karşı koyamadık, hem küçük çekimimize bir detay olarak ekledik hemde afiyetle yedik :)
Son olarak, 3 günlük de olsa bir Paris seyahati ile kendinizi ödüllendirirseniz, hafif uzun yolu gözünüzde büyütüp Versay sarayını es geçmeyin, sizi çoğu "gidilmesi gereken yer"den daha çok büyüleyecektir.

Sevgiyle Kalın :)
Bayan Mor

0 yorum: