13 Haziran 2010 Pazar

Sex And The City 2 Review


Film, muhteşem 4 kızın 80'lerdeki halleriyle şimdiki hallerini gösteren görüntülerle başlıyor. Stil'nın değişimi gözler önüne serildikten sonra Carrie şimdiki zamana geri dönüyor. O artık EVLİ ve üstelik yakında 2.evlilik yıldönümünü kutlayacak. "I do! Do I?" kitabıyla filme giriş yapıyor. Tabiki bu filmde de Mr.Big yargılanıyor, artılarıyla eksileriye.

Charlotte sonunda doğurabildi. Gülümsemeye çalışsada aslında çocuklarından dolayı kafayı yemiş durumda. Çığlık çığlığa bağıran, ilgi isteyen, Valentino vintage eteği ellerindeki boyalarla kirleten 2 çocuktan daha gerçek ne olabilir ki? Abu Dhabi tatili onun için iyi geliyor tabi.

Samantha yine formunda diyemem çünkü kremlerle ve onlarca vitaminle idare etmeye çalışıyor işte. Menapoz'a girmeye yakın, kendisinin de söylediği gibi "kendi vücudunu kandırıyor". Hala gencim havasında dolaşıyor. Üzülerek belirtmem gerekiyor ki, artık yaşıyla yüzleşmeli.

Miranda kontrolcülüğünden hiç bir şey kaybetmemiş. Yalnız bu sefer Charlotte'a çocuk meselesinde yardım ediyor. İkili, hiç olmadığı kadar samimi itiraflar ediyorlar birbirine. Unutmadan Miranda işini değiştiriyor, artık onu daha çok önemsedikleri yerde. Bu filmde Miranda'nın eğlenceli kişiliğini de tanıyoruz.



Herşeyi bir kenara bırakırsak aslında bu 4'lünün hayatları hala ihtişam dolu. Filmi izlerken kendinizi defilede gibi hissediyorsunuz. Louboutin'ler, Dior'lar havada uçuşurken; kızlar herşeyi bırakıp Abu Dhabi'ye gidiyorlar kaybettikleri benliklerini bulmaya yada bazı gerçeklerden kaçmaya. Abu Dhabi yine onlara süper lüks kapılarını açıyor. Çölde şampanya yudumlayıp, Iphone'larıyla develere biniyorlar. Telefonda çekiyor çölde hani :)...

Abu Dhabi'de karaoke yapıp kurtlarını döküyorlar fakat beklenmeyen bir şarkıyla "I Am A Woman" , Carrie Charlotte'ın deyimiyle "Ateşle Oynuyor",Samantha çölde gözünü kestirdiği yakışıklığla yakalanıp tutuklanıyor, Stanford evleniyor. Filmde daha neler oluyor neler...

Açıkçası kızlar yine eskisi gibi. Sadece zaman ilerlemiş. "Film kötüymüş, gereksiz bir film" gibi eleştrilere kulak asmayın. Zaten hiçbir zaman toplumsal mesaj verme çabası olmadı ki Sex And The City'nin. Arada, kızlar kabullenemediklerini tatlı bir şekilde anlattılar sadece.


Bu filmde tekrar farkettim ki " Ben kızları seviyorum! Herşeyleriyle.."

6 yorum:

Tjaala dedi ki...

Charlotte karakteri cok tatli yaa!

Ada dedi ki...

benimde favorim o :)!

STİL SAHİBİ BAYANLAR dedi ki...

çok güzel yorumlamışsın sabah sabah keyfim yerine geldi,bence de merak edenler kaçırmasın mutlaka gitsin

Ada dedi ki...

teşekkür ederim :) mutlu ettiğime sevindim.

Unknown dedi ki...

thanx for visiting my blog :)))

love sex & the city

xoxo
k.

http://www.kcomekarolina.blogspot.com/

Ada dedi ki...

nope karolina :)

xoxo